Sportswashing Kavramı Yeniden Gündemde

2022 Katar Dünya Kupası ile yeniden gündemde olan Sportswashing kavramı yeniden gündeme geldi.

Sportswashing bireylerin, grupların, şirketlerin veya hükümetlerin, yanlış davranışlarla lekelenen itibarları iyileştirmek için sporu kullanma uygulamalarını tanımlamak için kullanılan bir terimdir. Bir tür propaganda, spor yıkama, spor etkinliklerine ev sahipliği yaparak, spor takımlarını satın alarak veya sponsor olarak veya bir spora katılarak gerçekleştirilebilir.

Uluslararası alanda Sportswashing teriminin ilk kullanımı Azerbaycan’a ve Bakü’deki 2015 Avrupa Oyunları’na ev sahipliği yapmasına uygulanmış olabilir.

Spor yapmakla suçlanan ülkelerden insanlar genellikle kendi ülkelerindeki spor etkinliklerinin tadını çıkarmak istediklerini ve spor boykotlarının ve etkinlik yer değiştirmenin hem sporseverlere haksızlık olduğunu hem de hükümet politikasını değiştirmede etkisiz olduğunu savunuyorlar.

SPORTSWASHİNG İLK ÖRNEKLERİ 1936 DAYANIYOR

Sportswashing’e dair ilk örnek 1936 Berlin Olimpiyatları’na dayanıyor. Hitler bu dönemde olimpiyatları nazi propagandasını yapmak için kullandı. yahudiler hakkındaki olumsuz tabelalar kaldırıldı, anti – semitizm faaliyetleri kamufle edildi. Barışçıl ve herkese hoşgörülü bir Almanya görüntüsü çizilmeye çalışıldı. Hatta bununla ilgili propaganda filmleri de çektiler.

Başka bir diğer örnek ise Arjantin de yaşandı. Futbolun bir eğlenceden ziyade bir endüstriye dönüşmesi 1974 yılında başlıyor. Küresel futbolu yöneten FİFA önceki yıllarda sadece dünya kupası organizasyonu yaparken 1974 yılında yeni seçilmiş başkan joao havelange ile birlikte sponsorluk anlaşmalarına imza atmaya başlıyor.

1976 yılında Arjantin’de isabel peron’u deviren askeri darbe sonucu korgeneral jorge rafael videla iktidara geliyor. Darbeden önce Arjantin’e verilmiş olsa da pek çok katliama sahne olmuş bu ülke şüphesiz ki dünya kupası için uygun değildi.

Darbe sonrası yaklaşık 30.000 kişinin kaybolduğu veya öldüğü konuşuluyor ki bu darbe dünya basınında büyük bir yankı uyandırsa da havelange’ın ısrarları sonucu Arjantin’de yapılıyor ve Arjantin 1978 dünya Kupası’nı şaibeli bir şekilde kazanıyor.

Hakemler turnuva boyunca Arjantin’in rakiplerine kırmızı kart göstermekten çekinmiyor, 2003 yılında o kupada oynamış eski bir Fransız oyuncu tüm Arjantinli oyuncuların doping yaptığını (amfetamin kullandığını) iddia ediyor. Arjantinli diktatörün Peru ile oynadıkları maçın devre arasında Perulu oyuncuların soyunma odasını bastığına yönelik iddialar bile var.

KATAR DÜNYA KUPASINA NASIL EV SAHİPLİĞİ HAKKINI ELDE ETTİ

2009 yılında düzenlenen FİFA kongresinde dünya Kupası’nın hem 2018, hem 2022 ev sahipleri belirleniyor. 2018 dünya Kupası’nda en iyi teklif İngiltere’ye aitken, 2022 dünya Kupası’nda Amerika birleşik devletleri çok öndeydi. Ancak sonuç olarak 2018 dünya kupası Rusya’ya, 2022 dünya kupası Katar’a verilmişti.

İnsan hakları konusunda sicili zayıf bu iki ülkede futbol için altyapılar da oldukça kötü durumda olan Katar kupanın ev sahipliği arkasına bilmediğimiz işler vardı.

FİFA başkanı michel platini’nin oyunu sattığını konuşulmaya başlanması ise katar tahtının varisi olan şeyh tamim bin hamda al thani’nin sahibi olduğu bir konsorsiyum Paris st Germain’i satın alıyor. Katar hükümeti fransa’dan birkaç airbus satın alıyor ve şüpheler doğruluyordu.